Biraz benden bahsedeyim

30 Ağustos 2010

Hikayeyi yazdım

Hikaye yi yazdım sanırım başarılıyım şimdilik yorum falan yok  baya okundu da www.kucuklerdenbuyukleremasallar.blogspot.com buda adresi tek yazmadım destek oldu gözde adlı arkadaşım kendiside yazacak benimle birlikte umarım başarılı oluruz

20 Ağustos 2010

Hayatın bana kaçıncı oyunu bu? Bıktım oynamıyorum

Hayatın iyiliğinden güzelliğinden bahsetmeyin bana ve umutlarım sarpa sarmalamaya  başladığı zamanlarda .
Herşeyin bittiği zamandı bugün . Aile olmak , aile kurmak gibi bi düşüncede yok artık kafamda sevmek boşuna çalışmak boşuna .. En son kendim için ne yaptım diye düşünüyorum . Hiçbirşey belki bi sinema ya gitmişimdir yada çok çok bi yemek yemişimdir . Yada beğendiğim bi katap dergiyi almışımdır . Büyük düşüncelerim yok . Büyük isteklerim yok. Tatile çıkayım orayı göreyim burayı göreyim gibi bişey istemiyorum. İstemedim de .. Son 3-4 yıldan beridir yazlarını başka şekilde değerlendirmeyi seçtim. Diğer Yaşıtlarım gibi gezmedim tozmadım . Emeğimin karşılığını görmediğim gibi birde yaptıklarım beğenilmedi o zamanlarda halen beğenilmiyor takdir görmüyor . Gene sorguluyorum kendimi bugüne kadar ne yaptın ne istedin kendin için ; Tatile çıkmadın ,gezmedin yemedin içmedin görmedin. Ben ne mi yaptım çalıştım bişeyler öğrenebilirim sandım tatil yapmak istiyorum dediğimde ne tatili dendi . Bundan sonra kimseden kendim için bişey istemeyeceğim. Kimse benim için bişey yapmasın istiyorum . Yapılanlar zaten ortada istediğim bişeyde yok ... Hayat git gide bende boka sarıyor çünkü düzelmeye niyeti yok . Ben birine bişey anlatıyorken yanımda ki z de ve konu aldı başını bambaşka yerlere gitti sinir oldum. Ben şükretmeyi bilmiyor oldum .Kendimi gene tebrik ettim . Herşeyin karşılığını vereceğim beni bu güne getiren insanlara ve beni anlamayanlara da sağolsunlar çok yanımda oldukları için....

 Eflatun'a iki soru sormuşlar;
- Birincisi, İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan iki... davranışı nedir ?

Eflatun tek tek sıralamış, 

Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler Ne var ki çocukluklarını özlerler 
Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler.
Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler.

Yarınlarından endişe ederken bugünü unuturlar. 
Sonuçta, ne bugünü, ne de yarını yaşarlar.
Hiç ölmeyecek gibi yaparlar. 

Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler.

Sıra gelmiş ikinci soruya; -"Peki sen ne öneriyorsun?"
Bilge yine sıralamış, 

Kimseye kendinizi "sevdirmeye" kalkmayın ! 
Yapılması gereken tek şey, sadece kendinizi "sevilmeye" bırakmaktır. 
Önemli olan; hayatta,"en çok şey'e sahip olmak" değil,"en az şey"e ihtiyaç duymaktır.

17 Ağustos 2010

ALIŞKANLIK

  
Çok sevdim bu şiiri ve sizle paylaşmak istedim
 
ALIŞKANLIK
 
Gitgide alışıyorum sana....
Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz...
Ellerin ell...erimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin...
Yanımda olduğun zamanlar;
sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor,
alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun...
Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan...
Alışkanlıklar daima korkutur beni...
Düşün ki ben yaşamaya bile alışkın değilim...
Kendimi kendime alıştıramadım yıllardır...
Fakat şimdi sana alışıyorum...
Alıştıkça özlemim artıyor, daha yoğunlaşıyor.
Yalnız içimde garip bir korku var.
Sana alışmaktan değil seni kendime alıştırmaktan korkuyorum...
Bir gün sana şimdi verdiklerimden daha güzelini
daha değerlisini verememekten korkuyorum...
Bir gün ansızın ölmekten ve seni, bana olan alışkanlığınla
yapayalnız bırakmaktan korkuyorum...

Oysaki her zaman ve günün her saatinde
yanında olmalıyım senin... Bana alışmış olmaktan
pişmanlık duyacağın bir dakikan bile olmamalı...
Bütün zamanlarını zamanlarımla karıştırıp
emsalsiz bir zaman bileşiminde yaşatmalıyım seni...
Uykularda bile aynı rüyayı görmeliyiz.
Her şeyin ve her zevkin yarısı senin olmalı, yarısı benim...
"Bana alış" demeyeceğim... Nasıl olsa alışacaksın bir gün...
Şimdi çirkinliğimde güzellikler bulan gözlerin,
o zaman en güzeli görecek bende! Alışkanlığınla,
sevginle yepyeni bir "ben" yaratacaksın benden!

İlk defa sevilmenin ürpertileri içindeyim inan. Sevgimle
mukayese edebileceğim tek şeyi beni sevmende buldum...
Ömrümde kimse bana sevmenin gerekliliğini öğretmedi.
Kimseden sevgisini istemedim, verdiler almadım.
Bencildim bir zamanlar, sevmek benim hakkım diyordum.
Oysaki şimdi bir zamanlar hiç sevmemiş olduğumu
kendi kendime biraz da utanarak itiraf ediyorum.

Asıl büyük sevgiyi seni sevmekte buldum ve sevgim
senin sevginle değerleniyor, ayrı bir anlam kazanıyor...
Sevgin olmasaydı değersiz bir cam parçasıydım.
Sevginle bir aynayım şimdi. Bana bakanlar baştanbaşa
seni görecekler içimde...
Bir zincirin iki halkasıyız seninle anlıyor musun?
Aynı kadehte karışmış iki içkiyiz.
İki kelimeyiz seninle birbirini tamamlayan.
Her yerde iki olduğumuz için
bir bütün haline geliyoruz durmadan...

Alışkanlığım devamlı sana çekiyor beni...
Durup durup dudaklarını öpmek geliyor içimden...
Saçlarını okşamak geliyor, ellerini tutmak geliyor...
Kokunun tenime sindiğini hissediyorum geceleri...
Teninin dudaklarımda eridiğini hissediyorum...
Boynunun en güzel yerini benden başkası bilemez artık...

Seni kimse benim kadar benimle bir bütün olduğuna inandıramaz....
Gitgide bu alışkanlığın içinde kaybolduğumu hissediyorum...
Beni yaşadığım zamanın dışına çıkarıyorsun.
Bir gün tarih öncesinde yaşıyoruz , bir gün bulutların üstünde...
Uzun süren bir baygınlık sonrasının
o anlatılmaz baş dönmesi içindeyim...
Bütün merdivenler birbirine eklendiği zaman
seninle vardığım yüksekliğe erişemez...

Açılmış bütün kuyuların derinliği
içimde seni bulduğum yer kadar derin değil...
Alışkanlık kozasını ören bir ipekböceği gibi gitgide tamamlıyor bizi.
Emsalsiz bir oluşun içinde yuvarlanıyoruz.
Korkunç bir yangın başladı yüreklerimizde.
Özlem, kıskançlık, arzu ne varsa içimizde hepsi birdenbire tutuştu.
Alev almayan bir yerimiz kalmadı.
Alevlerimiz muhteşem bir kızıllığın içinde yıldızlara kadar uzanıyor.
Hiç bir su, bu ateşi söndüremez artık.
Nehirle, denizler boşalsa üstümüze hiç sönmeyeceğimizi biliyorum.
Bu yangın biz birer kor haline gelinceye kadar sürecek.
Önce bakışlarımız alıştı birbirine, sonra parmak uçlarımız...
Bu oluş tamamlandığı anda yeryüzünde
bizden güçlüsü olmayacak!
En mutlu olduğumuz yerde en güçlü de olacağız seninle...
Bu bir sonun değil bir varoluşun başlangıcıdır.
Geçmişteki tüm alışkanlıkların bana alışmanı önleyemez artık...

Ümit Yaşar OĞUZCAN 




16 Ağustos 2010

Dün gece bir rüya gördüm

Hatırladığım yatmadan önce fotoğraflarına baktığımdı ... Kaç fotoğrafın vardı telefonumda hatırlamıyorum... Her fotoğrafında farklı bi kadınsın mübarek .. Farklı bir kimlik görüyorum ve rüyaya dalıyorum senle birlikte. Müzik çalıyor telefondan ;

 Kaybetmenin tiryakisi bir çoçuk gibi
Sustum, kendime kızdım
Kırıldı ayna paramparça
Paramparça ne varsa kadınım
Yokluğunda kaç damla gözyaşı eder adın
Ne olur, gel, gel, gel,gel
Ben sensiz istanbul'a düşmanım

Derken zihnimin küçük oyunları ile güzel uykuya dalıyorum .Zihnimin, beynimin bu kaçıncı oyunu bana  kaçıncı rüya peki  ve senin yüzün gitmiyorken gözümün önünden , sen benden bi haber yaşıyor iken  ben dün gece bir rüya gördüm içinde sen olan senli benli hemde ... Kolay mı değil mi bilmiyorum. Aslında zor olan senin yokluğun ve rüyalarda oluşun ,teninin rengini  saçlarının güzelliğini,  dudaklarının çizgisini  her şeyini. Asıl o parmakların şuh kahkaların önemli olan  . Rüyadan ayrılışın benim kalkışım , korkup kalkmışım terlemişim göğsümde derin bir acı sanki onu da benden alıp gitmiş gibisin ruhum u zaten geçmisin. Onu sana teslim etmiştim ben  ve geceyi sabah edişim oturup düşünmem sensizliğin acısına alışmak falan zor çok zor  ..
       Herşey giderek zorlaşıyor benim ve senin için, sana ulaşmak başka bir duygu zaten farkında olmak bile iyi bir haber benim için ...

12 Ağustos 2010

Yeni bir başlangıç daha; Bu defa kendim için oynuyorum

             Herşeyin bittiği, umutların tükendiği, düzelip normal biri olamayacağını düşünüyordum... Aslında böyle bişey yok , kafamda çok büyütüyorum meseleleri takıyorum, hatta ve hatta resmen film olup oynuyor kafamın içinde. Herkes kötü zamanlardan geçer ama ben çok yaşadım gibi, bir çok olumsuz sınavdan geçtim belki daha kötülerinide yaşayacağım ama orasını bilemiyorum ... Azçok tanıyorsunuz beni ... Aslında ben böyle değildim. Deli dolu  kafasına estiğini yapan, insana neşe veren hayat dolu bir gençtim sizler gibi noldu ise son 4 yıl gibi bir zamanda oldu. Hayata küstüm oyundan çıktım,bıraktım geri döndüm. Düştüm, kalktım daha güçlü bazen direncim kırıldı aldırış etmedim. Sanırım aldırış etmediğim zamanlardayım halen ...Aşık oldum ayrıldım  sonra tekrardan yaşadım aşkı ; sevmeyi. sevişmeyi... Halen ne olduğunu anlamış değilim  bu vurdum duymazlık niye neden diye düşünüyorum tembellikle çalışma arasında gidip geliyorum....
            Sevmeyi çok sevdim,sevildim .. Değişik insanlarda tanıdım. Hataların büyüklerini yaptım gerekli gereksiz insanı tanıdım. Ne olduklarını gördüm. bazısına güvendim bazılarını denedim güvenemedim.. Güvenmediklerimde oldu. Bazen konuşamadım dilim tutuldu. Çok sevdim deli gibi peşinden gittim. İçimdeki sesi dinlediğimde oldu . Bazen o ses yanlış söyledi . Yenildim ; yendiğimde oldu iç sesimi ... Bu defa yenildim zamandı. Sevecektim,sevmek istiyordum şanslar verildi...Acı çektim... Hoşlanmadığım şey beni tanımadan hakkımda atılıp tutulması yargılanılmaktır... Olmayacak şeyleri olmuş gösterilmesi.. Evet gittikçe zor oldum zorlaştım kendimce... Şanslımıydım bilimiyorum en azından evet yaşıyorum istediklerime tam sahip olamasamda ... Sağlıklıyım. karnım tok. Evin içindeyim yani, aile kavramını bilirim. Paylaşımcıyımdır tanımadığım biri için çok şey yapabilirim .. Ama o tanımadığı için tanımak istemediği için böyle oldu ... Saçma sapan nedenlerden ötürü hatalarım oldu içimdeki ses kulak verdim yaşanacak çok şey var gibi gördüm ve hayal kurdum ... Mutlu olmak istiyordum, her insan gibi mutluluğu yaşamak tatmak uzun zamandan sonra .O bunu istemiyormuş meğersem , olacak iş değildi bile ... Salak gibi kandım, safça sevmekti suçum ve ben buna inanıyorum kişiliğimi kendimi biliyorum...Gereğinden fazla düşündüm önemsedim onu.. Belki bu satırları okur okumaz yada... Biliyor yani yazdığımı.. Olmayacak şeylerle suçlandım ... Artık suçlamıyorum onu  ve bırakıyorum denize şimdi geçmişi ... Çarşamba günü İstanbul daydım.. Güzel geçti herşeyi değiştireceğim ve herşey güzelleşecek hayatımda ... Kafamın içinde olan bitenleri ayırıyorum ayıklıyorum da artık.. Daha farklı kermit olacak yaşayıp göreceğiz ...