Biraz benden bahsedeyim

1 Aralık 2011

iyi değilim be sevgilim

bugün hiç iyi değilim sevgilim.
biliyormusun sendne uzak seninle konuşmadan yaşamaya devam etmek hele
ölüm , ölümle yaşam arasında ki o ince çizgi  sevgilim
gerginim seni kimlerin sevdiğini kimlerin saçlarını  okşadığını bilmeye başlıyorum
hiç bu kadar kıskanç olmamıştım sevgili
Sende hatırlarmısın beni günün birinde sevgili yada merak edermisin ?
bu dudaklarımla kimleri öptüğümü kimi seni seviyorum dediğimi yada  o kaba ellerimin kimin teninde gezdiğini bilmek istermisin sevgilim.
Deli ye dönermisin sende benim geçmişimde kiminle uyuyup uyandığımı  bilince

Bir gün

Bir gün bana dair ne varsa bırakıp gitmek isteyeceğimi düşünmezdim bile .
arkama bakmadım düşünmeden etmeden.
Yaptıklarım, yapmış olduklarımın teminatıdır diyerekten,sıkılaraktan içimdekilerle gitmek istiyorum.
Bundan sonra bişey yapmak istemiyor geleceği görmek te istemiyorum
hayatın savurganlığından bıkıp usanmış biri olarak
söyleyecek çok birşeyim yok , yaşanılan acılar görülenlerle bıkılıp usanıldı
yüzümde acının derin izleri var. gözümden düşen binparça oldu


Yaşamak dair güzel bir belirtimiz de yok işte

22 Kasım 2011

Aşktan Öte Sevmekmi dediniz?










Aşktan Öte...

Duygu yoğunluğunu birçokları yaşar.  Bazen adına aşk deriz, bazen sevginin tarifsiz yolculuğudur; adı yoktur. Tıpkı adını koyamadığım bana ait olan duygular gibi...

Anlatırsam ya anlamıyorlar ya da anlamış edasındalar hissine kapıldığım; tarifi olur mu diye hiç düşünemediğim bir yangın benimkisi. İçimi sızlatan bir yandan da beni hoş düşüncelere iten hayallerim var. Kimi kısa süreli, kimi upuzun, yazsam roman olur cinsinden duygularım ve düşüncelerim var. Ümitliyim dediğim zamanlarım var. Sonucunun ne olacağını düşünmeden hissettiklerimi  içimdeki o kişiye  söylemek; ona sımsıkı sarılmak, buğulu gözlerle gözlerine bakıp; birlikte uyanıp uyumak istiyorum. Bir şeyleri paylaşmak…..

Belki de en önemlisi hayatimi adamak istiyorum. Hayatımın büyük bir çoğunluğunda  hatta sadece onun olduğu bir dünya istiyorum. 

Ben aşktan öte duygular istiyorum!





21 Kasım 2011

Yol




seninle uzun yolculuklara gitmek isterim yeter ki yanımda sen ol be güzelim  gerisi hikaye senin dinlediğin müzikleri koyarız teybe yanı başımda ol el ele tutuşalım yada omzuma yasla başını. yorulunca sağa çekip uyuyalım ama deniz kenarından  gidelim manzarası daha güzeldir giderken tavanı camlı araba alırım belki gökyüzünü izlersin giderken sıkılma diye sana anlatılmamış hikayelerim var kahramanları ikimizin olduğu kimsenin bilmediği ve sana anlatılması gereken hikayeler..

Seninle seyahate çıkmakta ısrarlıyım kavga etsemde veya bir  kazaya kurbanda olsak bilki seni seviyorum.
Sevmekle kalmıyor hayallerimide biliyorum. bi gün dünyanın bir ucundayız bir gün mersinde birlikte oturmuş rakı balık yapıyoruz. İngilterede coldplay dinliyoruz bi yerde. hiç ihtimal vermezdim aşka bu kadar erken düşeceğime hayallere kapılacağıma  senin saçlarını tarayacağımı yada yanağına elim değeceğine ...

Yelkenler suya insin mi?


         
                 Sanırım hoşlanıyorum durumumsa çok ilginç uzun zamandan beri böyle hissetmiyordum karşı cinse. 3 yıl türlü türlü insan girdi hayatıma ve iyi olmadı benim için çocuk gibi küsmüşlüğüm dışında azıcık burukluğumda var. Elinden oyuncağı alınmış bütün duyguları yerle bir olmuş çocuk gibiydim.Kapıyı çok çalan oldu açmadım duymamazlığada geldim ve çok kişinin sadece zilini çalıp kapı açılınca kaçmışlığım var uyuşamama var.Uzun zaman sonra ilk defa birini içime alıp saklayasım da var. Ona uzun uzun bakasım süzesimde var anlatılamaz duygu yazılmayanı yazma isteği. Betimlemek mi evet olabilir. Hikayeleştirmek mi oda olabilir..Hikayelerimi ona anlatmak onunla paylaşmak ve yakın olmak

   Yaşanmışlığın dibine vurmamak sakin ve yavaş bir kafa ile ilerlemek istiyorum ona doğru! korkularım var kendimce belki üzerim diye savaşım bu yüzden ve içimdeki patlamalarda bu yüzdendir. Bu yüzden patlamalarda salıncakta salınan kızda var . Ne var şans bizden yana olsa biraz denesek ya olmaz mı azıcık mutluluğu çok mu görüyorlar bana .

19 Kasım 2011

Hikayeler birgün son bulur




Garip kusurları var sevgimin hiç düşünmediğim kelimeler geliyor aklima,
Sonra,sonra bulamadigim eller,Yari ciplak akillar,
kıyamadığım bir yemek ,Ezberleyelim hep beraber,
Hep bir ağızdan,nasıl konuşur kendinle,
Nasıl öğrenilir hayat, Ey güzelim sen eritme beni..
Ben yakarım seni.
Eğer ben seni yakarsamda sebebim olursun. Ölümüm gelir benimde, seninle birlikte hadi hiç birsey olmamış gibi kıvılcımı yak...
Yak bizi... Söylenecek onca hatta ,binlercesi şey varken.. Yak, yakki bitsin bu çile bu izdırap. Aşkın ne demek olduğu sorgusuz sualsiz unutulsun sensizliğinde.. En güzel tadin damağımda kalıyor böylece ve bir hikaye daha son buluyor sanki seninle birlikte

3 Kasım 2011

Sonbahar'ın hüznü



Sonbahar geldi gene değişen hiçbir şey yok hayatlarımızda, bir eksik bir fazla ne fark eder ki? Değil mi . Aciz insanlar topluluğundan başka hiçbir şey değiliz. İnsanların mutluluğunu hatta huzurlarını çalıp gidiyoruz. Ruh emicileri var hatta ruhunuzu sikenler var. Yapacak birşeyler yok. Sevinçler yarım kalıyor hep yarım kalan sevmeler gibi...

Modlarını çalıp gidiyor salak gibi kalıyor. düşünceleri değişmiyor yada başka kimliğe bürünüyor ..
Kasımda gelmişti değil mi  bekleyin belki aşk kapıyı çalar ve mükemmel bir aşkı sevgiyi yaşarsınız ...
alttaki şarkıda gitmek isteyenlere alışmış olduklarını düşünüyorum bende


Duş'a


Güzel bi duş ünitesi her eve lazım olacak türden eşinle yada sevgilinle girip duş alacaksın düşünmesi ve hayali bile muhteşem sonra çocuklarıda sokarsınız =))

22 Eylül 2011

pembe mezarlık


Erkeklerin pembe rengine antipatisi vardır değil mi? Keza  benim bir sorunum yok yakıştığınıda düşünüyorum. Düşünce benim tabi ....

Şarkıdaki gibi kendi mezarını kazan varmıdır? Sanmıyorum. ama şarkılarda yazmıyorum. Yazdıklarımda bambaşka şeylerdir hep. Kendime mazoşistim desem inanmazsınız . Bunun farkınada sonra vardım ya . Nasıl mazoşistliğime gelecek olursak çok ilginçtir acı çekmeyi kendime çektirmeyi seviyormuşum haberim yokmuş. Acısızda yaşanmıyormuş onu anladık. Sorunlu problemli dedikleri sevgiden yoksun sevmeye sevdirmeye yeminli gibi davranmak ...

Gecenin bir yarısı saçma sapan düşüncelere sinsi fikirlere dalmak .. Mesela olduğun yere gelmek evinin oralara
sabahlamak çiçekler dökmek ... Yada evine gelip neyse ya DEYİP KAÇMAK

Affet bu gece ölmek istedim
Pembe bir mezarlık olmak istedim
Karanlığı elimle bölmek istedim
Seni çok özledim

Çok istedim bu gece kendimi asmak
Ellerimle kendi mezarımı kazmak
Elimden gelen oturup evimde
Sana şarkılar yazmak

 GİBİ DÜŞÜNCELERİM BİR KAÇI NERDEN BİLECEKSİN Kİ SENİ DÜŞÜNDÜĞÜMÜ HALEN ARADIĞIMI SORDUĞUMU...HADİ ÖLELİM PEMBE BİR KEFEN DİKİN BANA GÜZEL OLSUN AMA...

20 Eylül 2011

Umutlar yeşerip solmak içinmi varlar ?

Umutlarımız ne için varlar?
Hangi düzeyde yeşerir gelişir büyür? Nasıl solar bilen varmı?

Benim hala umudum var diyebilenlerdenmisiniz sizde ? Ne gibi umutlarınız var acaba ? benim bi umuudm kalmadı da aklınıza gelebileek hiçbir konuda hemde ..Nasıl yaşadığımı merak ettiğinizi duyar gibiyim. Sizler gibiyim umutlarım yok amacım yok günü düşünmeke yarını düşünmek gibi bir hayale kapılmıyorum. nasıl olsa geliyor yarın ogün bu gün. Karamsarlığa düşmüyorum . Vurgun olduğum biri yok umudum yok yeşertmiyorum. Mantıklı açıklamalarım var kendime göre sebeplerimde var tabi... İlgi alakalarım var benim kaçıp gitme gibi isteğim var o kadar ....

Rüya


         Rüyalardan uyandım artık. Herşeyi görüyorum herşey apaçık ortada. Şimdi ne desem yalan ne desem boş.. Akbaba misali , hayat gene ne yapacak bundan sonra önümüze ne koyacak gerginim son haftada bir bitse bir rahatlasam. İçip dağıtsam şöyle güzelce.. Birde tası tarağı toplayıp memlekete nasıl gidecem derdi var o kadar çok ki eşya hangi birini alıp götüreceğim yada kalacak bi bilsem diyordum 27.05 .2011 de


aradan 4 ay geçti geldim ne uzadım ne kısaldım hayatımda değişen şeyler ne mi rüyadan uyandım asıl hayatı şimdi görüyorum  zorlayıcı bir maraton başlıyor ...

sev

aşk ile sevişmeli
sevişirken aşkla zaman durmalı
dudaklarından dökülmeli heceler hatta inlemeler
inlerken bedenin tenin sesin
kasıkların kasılırken içinde
erkek varken adını söylemeli
nefes alış verişlerin hızlanmalı 

üstünde uyumalı yan yana kalkmalı

23 Mayıs 2011

Mizacım böyle...



  İçimde hep bir hüzün var ve hep hüzünlü şarkilar dinleyesim var elimde şarap şişesi sahilde oturup ağlayasım var sonra kalkıp birine sarılasım gerçi kimde huzuru hissedeceksem kimin omzuna başımı koyup yaslıyacaksam kimseye söyleyemediğim kadar, anlatımı zor olan biraz hüzün biraz ayrılık çokça sevgi. Durumumu kısaca özetler belki. Bay depresyon diyorlar çokta umrumdaydi sanki yaşım itibari ile böyleyim bazen neşeli bazen romantik ama çokca melankolik takılıyorum kabaca tabirle hiçte sikimde değil bu durum gelip geçici diye bakiyorum. Şişelere teslim olmak belki boşluğa dalmak. Yada havadan paraşütle atlamak ... Işte bunu seviyorum vurdumduymaz umursamaz bir yanimda var. Hayatı çok ciddiye almamayi seviyorum çok tokatını yedim.Yemeye devam etsemde...  Ve bir o kadarda düştüm. Kalktığım mı çok düstügüm mü diye sorsan hiç saymadim bilmiyorum der geçerim ama düşüşlerim acıydı bir çok insanın canını yaktı. Halbu ki o düşüşlerde bende canimdan eser kalmadi!!!

Kahvaltı kaçamağı



Uyuyorduk birlikte, sabah olmuştu seni izledim önce bir saate yakın hemde doyamadan  bir anda kalktım yanından meraklanma kokun halen burnumda. Bir yere gitmedim firından, marketten geliyorum. Taze taze ekmek, simit, puaça aldım bize, biraz peynir biraz zeytin, birazda domates..Bir demet çiçek. Sırf sana süpriz olsun diye parmak ucunda çıktım.Parmak ucunda geri gelicem. Az sonra evde olurum kahvaltını hazırlarım amacım seni mutlu etmek beğenirmisin bilmiyorumda.. Çayi kaç şekerli yada açık koyu içip içmediğini bile bilmiyorum.. Kaç şekerli içersin yada portakal suyu mu içersin yumurta ni nasil alirsin ???Kafamda sorular ..Yanına başka birşey istemediğinden eminmisin??Söz etrafı çok dağıtmayıp ben toplayacağım
Kahvaltin 10 dakikaya hazir. Yanına gelip uyandıracam sonra birlikte kahvalti edecez ve sen bana sarılacaksın belki ağlayacaksın bunun icin yapmadim ki ben ekmeğin kokusuna uyanmanı isterim yada çayi demlerken ki koku. Belki tereyagi ... Bal kaymakta almistim neyi sevip sevmedigini bilsem keske.. Umarim begenirsin

şarkı: michel fugain - une belle histoire

Bana ne oldu, ne yaptın hiç bilmiyorum alışılmadık bir biçimde dilimde zihnimde senin sözcüklerin senin bana dediklerin dolanip duruyor hatta sesin canlanıyor kelimelerinle değişik bir hal alıyor her söylediğin cümle her kelimesi kulağımda çınlanıyor ve ben sadece kollarımı açıp bekliyorum bu durumda gün gelirde belki kavuşuruz diye. Tutarda sende sarılır ve gerçekleşir diye bekliyorum zamanin 10 da biri kadar da olsa sesini duyunca cok mutlu oluyorum değişik bir huzur kaplıyor beni ve her öptüm dediğinde gerçekmiş gibi geliyor kendimi sana kaptırmaktan korkuyorum asıl biliyormusun korkum sen ben olmak değil. Biz oluruz güzel oluruz güzel yaşarız... Biz. Bizi oyle bir yaşatırım ki ... Ama seninde buna inanman güvenmen gerek belki sen bunlari okuyacaksin belki okumayacaksin taki ben gidene kadar...

Şarap misali






            

            Şarap sunağında geldin sanki bana ve bir o kadarda tatlı içimdin ki sorma. Her bir yudumun beni biraz daha kendine bağladi. İçtikçe içesim geldi senden bir yudum daha içtikce keyiflendim demlendim yudum yudum girdin bedenime ve zamansiz oldu bu girişin bağlandım işte kanımdan cok sen vardın. Suyu degil seni içesim geliyordu sanki her kadehte dudaklarınla dudaklarım birleşiyordu kadehi tuttukca sana dokunduğumu hissediyordum. Sana dokunduğumu hissettikçe hoşuma gidiyordu kadehi sıkıca kavrıyordum. Kadehi kırmaktan korkuyordum eğer kırarsam seni kıracağımı düşünüyorum kristal bir bardak misali ama bana özelsin son bir kadehi karsilikli icmeye ve tek bi bardakta içmeye ne dersin.

Hangi birini yazayım ben şimdi!



Yazılması gereken o kadar çok şey var ki! Hangi birinden başlayayım  ben şimdi... Sana yada sizlere yazılmış o kadar çok kelimelerim biriktiki bunları yanında şarkılarla paylaşmak lazım düzenlemek lazım bi yerden başlamak gerek. uzun zaman sonra anlıyorum belki de son defa şimdilik. şebnem ferah şarkısı ile pekiştirelim istedim

7 Mayıs 2011

Ne olmuş yani büyük adam olamadıysak


Gitmek cesaret ister ufaklık.Gideceğin yer neresi olursa olsun sevdiklerinle arana mesafe girince varış yerinin hiç bir anlamı kalmaz.Vedalaşmakta zor iştir biliyormusun. oturursun geminin kıçına bakarsın sevdiklerine. Gemi gittikçe ufalırlar ufalırlar kaybolurlar o zaman anlarsın işte  vedalaşmak asıl kalana değil gidene koyar.

100 defa söyledim sana!!! hüzünlü değilim mizacım böyle . Bak şarabımla beraberim çocukluğumdan beri hayaller kuruyorum şarabımdan ayrılmadan hemde. Ben şarabımdan ayrılmıyorum oda bana  bunca gidene rağmen hala hayal kurdutmaya devam ediyor. Ne olmuş yani büyük adam olamadıysak. Hayallerimizde satmadık ya...

4 Mayıs 2011

My Woman

şarkı içine işliyor insanın ve sadece eline viskiyi alıp karşına sevdiğin insanı oturtup  yağmurun yağışını izlemek geriye kalıyor. Belkide sevişmesi...

3 Mayıs 2011

Günaydın demek





Günaydın demek istedim sana. Yeni olaraktan hergece iyi geceler diledik, iyi uykular diledik bir birimize. Oysaki ben her iyigeceler dilediğimde, yanındaydım saçlarına dokundum öptüm bile. Bir insana yaninda olmayan birine günaydin demek ve karşılığını almak kadar mutlu olmama sebep olan başka birşey yok. Sadece tenini kokusunu merak etmek dışında birşey yok. Aynı yastığa baş koymak istiyorum, örtüyü çekiştirip durmak istiyorum hatta o örtünsün istiyorum. Aynı pencereden aynı günün sabahına uyanmak ve aynı gecenin karanlığında uyumak istiyorum. Yatağın sıcak tarafını ona hazırlamak soğuk tarafını ben almak istiyorum. Mümkünse sımsıkı sarılıp yatmak uyumak. Yatakta ister dağınık yatsın ister toplu.. Dönsün dursun milyon defa o yatakta ben ona sadece iyi geceler dileyip uyumak istiyorum ve kalktığımda saçı başı dağınık makyajsız haldeyken günaydın diyip güne mutlu uyanmak istiyorum. Sonrasinda bi öpücük koşa koşa eli yüzü yikayip mutfağa gidip kahvaltiyi ben hazırlayayım istiyorum. Sabahin 6 sinda taze taze cikan ekmegi almaya da ben gideyim. Pencerenin kenarinda oturup çay icelim miskinlik yapalim. Ne bilim bir balkon olsun kadehler dolsun akşamında , türküler söylensin. Sofralar hazirlansin mezelerle birlikte hazirlayalim iste. Güzelce yensin, içilsin sabahin oluşuna tanık edilsin....


Sonra ... Sonrası sizin hayal gücünüze kalmış siz neler yazarsiniz onu görelim.. yorumlara yazabilirsiniz  =)

30 Nisan 2011

Hiç böyle seviştiniz mi?

 Belki fotoğraf bir çok şeyi anlatıyordur. Belki anlatamıyordur. Yazı olarak ben anlatmaya kalksam anlatabilirmiyim derdinede düşmedim ama sadece denemek istedim.

Hiç böyle sevgilinle seviştin mi. Yada gecelik biri ile bir anlık oluşan bir kıvılcımla yandığın tutuştuğun oldu mu. Duvara yaslanıp sonra yerlere yattığın oldumu. Aslında hepsi sadece amerikan filmlerinden ibaret ve romantik komedi yada romantikl filmlerinde görmeye alışık olduğumuz sahneler değil mi. Ayıp aslında bize, sevişmek böyle bir fotoğrafı da paylaşmakta cesaret işi değil mi? Kim ne der diye düşünmeden yapmalı yaşamalı insan. Duygularını , düşüncelerini ve fikirlerini yazmalı aktarmalı . Hadi sevişelim....


19 Nisan 2011

herşey spontane gelişsin


         Evde yeterince oyalanmıştım ve 1 gibi evden çıktım önce Tınaztepe kütüphanesine gittim . Güya tez yazıyorum ben nasıl yazıyorsam anlamıyorum ama =)) .Neyse birşey bulamadım tabiki kaynak, tez konusu veya kitap falan olsun. Ordan Ege üniversitesine gittim gidene kadar 4 oldu maşallahım var zaten çokta umrumda ya tez mez . Neyse kütüphaneyi buldum araştırmamı yaptım bi kaç bişey buldum  17. bilmem kaç geçiyordu  telefona baktığımda ve yolda yürürken bi afiş gördüm. Birini aradım tabi ama işi vardı. Kafamdan geçirdiğim şuydu şimdi eve gider yemek yaparım misler gibi sonrada konuları kafada toplamak lazım  dedim. Bbmesengerdan yazdı sinemaya gidelim mi dedim. Gülücük yolladı. iyi fikir olduğunu kabul etti. nerde olduğumu sordu . buluşacağımzı yeri söyledik. Bazen şanssızken şanslı konuma düşüyorum. Niye mi ben bu yeni teknolojiyi sevmedim habire yarı yolda bırakıyor adamı. Şarjım bitti iyiki bitmeden dedim bitiyor diye.Telefona sinir oldum hani kaldırıp karşı tarafa kadar atabilirdim o derece sinir etti beni.Beklediğime değdi ve hanım efendi teşrif etti .. Tam ben yukarı çıkarken sinirden gözüm görmüyor. Biri bana bakıyor .Cık kim bu diyorum.. durdum durdum birazdaaha yaklaşsın dedim sonunda o olduğunu anladım. Piere doğru yol aldık. O aç ben aç . işten çıkmış bense  öğle akşam yemeğimi çıkardım öylece yemeği yedik. Yerken, güldük eğlendik azcık sinir oldu gibi ama sanmıyorum yani .Biletleri de aldık, tabi gene spontane  gelişti herşey film hakkında hiçbişey bilmeden aldım biletleri falan filmi izlerken kah üzüldük kah dövündük. Yer yer ben sıkıldım falan hatta. Film bitti otobüs duraklarına yüründü. Yürünürken dalga geçildi. Bizden iyi skeç çıkacağını iddia etti ki ben öyle birşey sanmıyorum. imkanı yok yani tamam ilginç diyaloglar oluyorda o kadar ççgh olamaz  gibime geliyor. Bugün iyi eğlendim iyi oldu hep spontane olsun dedim hatta haftada iki gece sinema gecesi yapalım dedim. Olur uyar dedi. Sanırım bi bu konuda anlaşabiliyoruz diğer konularda bi acaibiz görmeniz lazım.... 
Daha  makarna yapcam bakalım o nasıl olacak ..Detayları yazarız artık

17 Nisan 2011

Issız adam repliği

Ada: Merhaba Alper nasılsın?
Alper: Merhaba şaşırdım ben, hay Allah. Seni aradım birkaç kere telefonların değişmiş tabi. 
Ada: İngiltere’ye taşındım evlendim. 
Alper: Öyle mi? Çok sevindim senin adına. Eşin?
Ada: Hakan. Orada bir şirkette çalışıyor. Bende orda bir dükkan açtım, meslek aynı öyle gidiyor işte. Bu da benim kızım Elif 3 yaşında.  

Alper: Çok güzelmiş canım benim. Allah bağışlasın. 
 Ada: Bende bir fırsatını buldum, hem Bursa’ya gelip annemleri göreyim dedim. Hem de Sinem’i. Yarın sabah dönüyorum. Kız babasıyla birlikte bakıcıyla kaldı orada. Belki yılbaşında tekrar geleceğiz. Gel bizimle bir kahve iç diyeceğim; ama sanırım sinemaya giriyorsun. Sen nasılsın nasıl gidiyor her şey, restorant falan devam dimi. 
Alper: İyi gidiyor, çok iyiyim, her şey yolunda. Hiç iyi değilim Ada. Seni hiç unutmadım. Bunların olacağını hiç düşünmemiştim. Yarım yamalağım her şey bombok. Sen atlattın mı? Yoksa benden intikam mı alıyorsun! Gülümsüyorsun gerçek mi? Hiç böyle olacağını düşünmemiştim. Senden ayrıldığım ilk günler kuş gibi hissetmiştim kendimi. Sana da, kendime de iyilik yaptığımı düşünmüştüm. Taa ki, ufacık bir şey beni darmadağın edene kadar. Sana ait ufacık bir şey alay benimle o gün. İşte o sabah seni ve neleri kaybettiğimi anladım. Bir daha sen olmayacaktın. Bir daha yaşamayacaktım ben bunu bir başkasıyla. Biliyor musun o günlerde kaybettiğini bilmediğin o küçük saç tokası hâlâ cebimde durur. İyiyim çok iyiyim. Senin dükkanı emlakçı yapmışlar biliyor musun? 
Ada: Aaaa evet Sinem söylemişti. 
Alper: Bende geçiyordum geçen önünden o zaman gördüm. İşim vardı o taraflarda. Hayır Ada yalan söylüyorum. Ben zaman zaman gidip bakıyorum o sokağa ve her şeyin eskisi gibi olduğunu düşünüyorum. Senin içeride oturduğunu ve hâlâ kahramanlar yaptığını düşünüyorum. Kendimi aldatıyorum, avunuyorum Ada. 
Ada: Annen nasıl iyi mi?  

Alper: İyi o da ne yapsın torun, morun büyütüyor. Geliyor arada bir, ben gidiyorum zaman zaman. 
Ada: Özledim vallahi Müzeyyen ablayı. Söz de misafirliğe gidecektim kısmet olmadı.  Senden hemen sonraydı onu görmeye gidişim. Senin doğduğun eve, çocukluğunun geçtiği kasabaya sevgilim sana dair küçük bir yolculuk yaptık annenle. Sana söylememesi için yemin ettirdim ona. Bravo tutmuş sözünü. Büyüdüğün evi uyuduğun yatağı gördüm sevgilim. Seni çocukluğunu düşündüm. Sen oradaydın ve bir gün benimle tanışacağını henüz bilmiyordun. Sen dizime yattın ve ben bir hikaye anlattım sana. Büyüdün. Kafamda bir hikaye, bilirsin bunu çok severdim. İkimizi bir mutlu son yazdım sonra. O evde seninle birlikte oturduk, sustuk. Yanımda durdun sessizce. Burası sondu. Başka bir yaşamdı. Sadece biz vardık, bana baktın mavi ve telaşsız. Sustuk. Başka bir yaşamda, başka bir mutlu son, biz bunu hak etmiştik. Hikayemiz orada bir yerde, hep benimle duracak. Dayanabilmemin tek yolu buydu çünkü. İnsanın kokusu hep aynı mı kalırmış? Şaşırdım. Sana ait bir şey aldım yanıma bir küçük 45 lik plak. Arda Kardeşin Masalları. Eve uğrarsan bir gün o plağın nasıl kaybolduğunu asla bilemeyeceksin ve hâlâ her Pazar günü telefonla konuştuğum Müzeyyen ablamda söylemeyecek tabiî ki. Bu zevki sana yaşatmayacağız. Sen o küçücük plakla bende, evimdesin hala ve sen bunu bilmiyorsun. Gözlerimi kapattığımda kollarımda başka biri değil, sen varsın ve sen bunu bilmiyorsun. 
Alper: Aaaa saat 7 olmuş. 
Ada: 7 seansı başladı hadi geç kalıyorsun.  

Alper: Yok ben girmeyeceğim şimdi çocuk filmi zaten, sıkılırım şimdi. Başka planlarım var zaten daha cazip geldi. 
Ada: Bekleyen biri mi var yoksa. 
Alper: Evet var. 
Ada: Güzel sevindim. 
Alper: Yok. Hiç kimse yok. Sana yalan söylüyorum. 
Ada: Biliyorum sevgilim.  

Alper: Ben müsaadeni isteyeyim o zaman. 
Ada: Tamam hoşça kal. 
Alper: Hoşça kal. 
Ada: Aaaa bu arada havuçlu tarçınlı kekin tarifini verecektin bana hatırladın mı? Ben buldum tarifi bir kitaptan yapıp yedik afiyetle. Seninki kadar güzel olmadı tabi, ama olacak umut var. Azmettim başarıcam.
Alper: Şimdiden tebrik ederim. 
Ada: Hoşça kal kendine iyi bak. 
Alper: Hoşça kal.

Pencerenin pervazı

    
     Pencereden dışarı bakıyorum gecenin 1.30 unda işim gücüm yok desem yalan. Yapmam gereken bir çok şey var. Mesela kitaplara bakmak gibi yada bulduğum dökünmaları incelemek gibi ama nerde niyeyse bugün yada bu sene ... Evet, evet bu sene çok değiştim ben. Saldım hiçbirşeyi umursamıyorum düşlediğim gibi gitmiyor.Yaşamak buna denirse yaşıyorum ya işte arada bir yemek yiyorum hatta unutmadığım tek yeğane düşüncem. Bir kaç şeyde var, tatmin olmak, dışarı çıkıp mal mal bakınmak. Film izlemek gibi. Ne yaptığını bilmeden yaşamak bir nebze benimkisi.. Yemekleri allahtan annem yapıp yolluyor. Arada sırada bende yapıyorum sanki neyi yapabiliyorsam. Ben, dağınık. Ev, dapdağınık. Sağa sola bakıyorum, giyilmiş eşyalar okunmuş gazeteler,kablolar ses sistemi. Masada yenmiş yemek artığı kırıntılar,çaydanlık var ve bitmiş bir süt kutusu.Bitmiş bir rakı şişesinden iyidir. Bir yanda ekmek, yerlerde gazeteler. Allahtan alkolü çok tüketmiyorum,hatta hiç öyle bir derdim olmadı. Kuruyemişim  var, o da arada sırada. Televizyonun altında duran bir şişe votka sadece bir kaç shot içildi.
Yalnızlık böyle birşeymiydi ... Bilseydim yalnızlaşmazdım. İzin vermezdim bile hiçbir şeye, neden bu kadar yalınlık ve 4 duvarlık. İçimde suskunluk. Kim yemin ettirdi seni buna. Kim dedi sana sus pus ol otur kapan içine.

            Dışarı bakıyorum önce, karşımdaki apartmanda bir kaç lamba yanıyor. Acaba onun ne sorunu varda bu saate kadar oturuyor düşüncesi beliriyor bende. Yada televizyonda ne varda bu kadar eğlenceli bu saate kadar ayakta durabilmiş.Sonra aşağılara süzülüyor gözlerim, sokakta yürüyen bir kaç insan var.Onlara takılıyor bu defada. Acaba nereden gelip nereye gidiyorlar gecenin bu kör karanlığında. Belki kafasını dağıtmaya çıktı. Yada sıkıldı temiz havaya ihtiyacı var azcık. Herkes sen mi be oğlum. Ne ye takıldın bu kadar? Ne yaşadık ki senle biz, ben bu hale geldim vurdumduymaz, duygusuz sevmez bir insan oldum. Yıllar geçtikçe bir şeylere sahip olurum düşüncesi vardı. Aslında çok birşey istemiyorum maddi olarak. Küçük şeylerle de mutlu olmayı biliyorum ben. Sanırım derdimiz bu, bu yüzden büyük be oğlum.Yalan yok, aldatmak yok, arkadan kuyu kazma yok. Sen alışıla gelmişin dışında büyüdün çünkü, kalp kırmak yok. İstediğini biliyorum aslında, uykusuz gecelerin sebebini de ve neden o yatakta 2 yastıkla yattığını da başının altındakinden bahsetmiyorum asla. Sevmeyi marifet diye bilmiyorsun. Aşkın çok büyük bir meret olduğunu sanıyorsun sen. Hikaye, roman yada film tadında yaşanmışlıklardan olsun düşüncesi var sende. Korkun, çok sevilmek sanırım senin. Aslında hoşuna gidende bu ya. Azcık şımartılmak  duygularının okşanması, belki bir dize uzanıp başını okşatmak, yada sıcak ve yumuşak bir kucağa başını yaslamak sırtını sıvazlatıp ağlamak belki bu dur. Sırtın sıvazlanmadı hiç çünkü. Her konuda destekçin olunmadı. Karşı çıkıldı bazende ve ne olur ne biter düşüncesi hep senleydi.Aslında sen ve ben büyümedik. Zaman ilerlese de sende olanlar da şöyle, unutmaya başlıyorsun. Birçok şeyi, mesela bir ten'i ,sonra o ten'e dokunmayı, o ten'i öpmeyi gezinmeyi sonrada o nu sevmeyi. Okuduğun gazeteden bir paragrafı,sevdiğin müzikleri. Hatta sevmeyi , sevilmeyi bile yeri geliyor unutuyorsun.Kendini unutuyorsun ne için yaşadığını sonra,amaçsızca yaşamaya başlıyorsun. Sahip olduklarına bakıyorsun ....
YOK  Hiçbir şeye sahip değilsin, sahip olduğum kelimelerim var sadece. Onlarda bedava zaten. Benim onları sevmem yetiyor onlarda duygu yok en azından ben katıyorum o duyguyu yaşanmışlıkları Beklentileri yok. Kırılganlık yok darılmaca yok bi beklentileri yok kısacası . İnsanlar çok şey bekliyor bence. Önce parayı bekliyor, sonra mutluluk bekliyor. Bazen mutluluğu parayla satın aldığını düşünüyor ama sonra yanılıyor . Sağlık en sonlarda gelir aslında.

Ben ne istediğimi biliyorum. Çok iyi biliyorum hemde sevgiye karşılık . zamana karşılık zaman sabır saygı da bunlar öyle bulunmuyor gibi. Kimle ne kadar vakit geçirirsen boş,yalan. En sevdiğin bile olsa belli bir süre sonra o bile ayrılıp gidiyor.Düşlediklerim ne miydi; küçük insanların hayali gibi kendi kendine yetmek  o evde mutlu olmak çiçekte saksılar bir plakçalar rakı içen bir sevgili  ve mutlu mesut yaşamaktı hayalim. Evimi, odamı ,yatağımı mükemmel yapmaktı....

Kusura bakma anne çok dağıttım. Dağıttığım yerleri bir türlü toparlayıp temizleyemiyorum. Özelliklede kafamın içi beynimde ki dağınıklık...


13 Nisan 2011

Sen uğraş dur hayat benle !!

Hayat benle çok uğraştı. Sevdiklerimi ,sevmediklerimi  aldı.O kadar çok düştüm ve bir o kadarda çok kalktım ki hiç mi hiç hatırlamıyorum. Türllü türlü düşünceler kovalıyor beni ..Yalnızız sonuçta. Geçmişimde o kadar çok hayal kırıklıklarını, kötü günleri kapatıp geldim ki . Çok yaralandım kendime göre . Çok kaybettim, yenildim, yenildiğim kadar küsmedim kalktım hep. Ayağa kalkıp toparladım bir şekilde kendimi kaldığım yerden yada kalamadığım yerden devam ettim. Bugün ne yaşanılıyor diye sorsalar bende bilmiyorum ne yaşadığımı saçma sapan hatta. Sıkılmak, depresyon, yeni bi başlangıç yapmak kaçıp gitmek terketmek yada daha farklı şeyler geçmiyor değil. Kapandıkça içine kapanan biri oldum kimse ile birşey paylaşmak anlatmak aramak konuşmak görüşmek bile içimden gelmiyor. Hiç birşey ilgimi çekmiyor bir kaç konu dışında ; kitap kurdu olayım, habire film izleyeyim o kadar boş olduğumu hissediyorum ki . Halen doldurmak için çabalıyorum kendimi, zaman desen yetmiyor. Hiçbirşeye sahip değilim vasıf desen o da yok ki ne işe yararım diye çok düşünüyorum.. Zamanın, hayatın neleri getirip neleri götürdüğünü muhakeme etmeye başladım. İnsanın yaşamak için bir artısı olmalı nedense hep negatiflik hep bi olumsuzluk büyük olumsuzluklar güzel bişey yok  bende...  Şikayet ediyorum, öyle algılansın  şikayet etmeyi severim kavga etmeyi sevdiğim gibi ...... Kavgam çok büyük a dostlar ....

11 Nisan 2011

Yaşanan herşey bazen rüya gibidir !!!

Bugün sabahın 10. u  ancak anladım işte.Gerçi anladığım ne diye sormada.. Bazen salak hatta daha fazlasını düşünmeye başladım kendim için. Aslında yazmalımıyım onuda bilmiyorum.Şuan doğru ne olur onuda anlamak istiyorum.Kafamda kuruyorum herşeyi gene ve saçma düşünceler içine giriyorum.Herşey bir kaç gün önce başladı çarşamba günü güne güzel güzel başlayıp ...



Aslında incir reçelindeki bir sahnedeyim resmen sahne -1 de donup kalan yazamayan ve o şekilde kalmış rakı içip sonra üstüne cila çekip bira ile en son çay içesim var... Sondan mı başa gitmeli yoksa baştan sona mı?  Arada olan hikaye ise bir muamma ama güzeldi dünki yaşanılanlar taki bugünün sabahına kadar... Halen ne olduğunu anlamış değilim. Haberim olmadan gene bir öküzlük yaptığımı düşünüyorum. Nede olsa ben bir Türk erkeğiyim ruhumda öküzlük var yapmışımdır birşeyler gene diyorum ...

5 Nisan 2011

Kısa

1-Düşünme bir an olsun ne kendini ne beni geçecek sanmada kalıcı bir içki gibi gör hani yağmur dedim yağ dedim 10 dakika kadar ama hızlı ve ağır yağ . Yağ ki işlensin güzelliğin, sıcaklığın, özlemin, hasretin ve düşüncelerin. Meraklandırma kimseyi bir şey olmayacak ;ne sana nede bana sadece aşkı yaşamış olacağız eğer sen müsaade etmiş olursan..   

2- Birini çok sevmek ona değer vermek her zaman işe yaramıyor sen onu düşünürken o başka birini düşünüyor olabilir  en acısı da bu ya senin verdiğin değerin onda birini bile sana vermiyor...

3-Yüreğimi götürüyorsun madem, başım da gelsin seninle. Yastığın altına sakla ve yanak yanağa uyuyalım her gece…

4-Bu sen misin gördüğüm yoksa yanılsama mı görünen. O kadar çok hayal gördüm ki sana dair yüzünü unutmama ramak kaldı gelmiyorsun göstermiyorsun da, kader misin nesin yoksa. Alnıma yazılan bir yazı silinmeye mi başladı yoksa...

5-İçinde ne kadar umut biriktirsen de, ne kadar güneşe dönük olsan da. Hiç bir şey fark etmiyor, bir karabulut geliyor, esiyor yani bir yerden yağmurunu yağdırıyor sel oluyor alıyor, götürüyor yeşeren filizi için değişik oluyor yapmam gereken ne ki aslında hep güneşe dönmek mi? belki de odur bilmiyorum? Yeşeren filizi büyütmek mi? Oysa Bilmediğim ne kadar çok soru varmış kafam da.

6-zararım kendimi hep olduğu gibi kan damarlarımda durmuyor duracak gibi değil bu akşamda ağlıyorum yaşlarımda durmuyor sesimde durmuyor bağırıyorum belki biri duyarda kapımı çalar diye .. Bendeki sadece bir ümit işte sadece sevilmek istiyorum derdim bu başka bir şey değil...                                                                                                                        14 Aralık 2010, 20:39

7-yaşamak bazen zor gelir... Düşünürsün neden dersin. Neden ben dersin kısacası hiçbir şey göründüğü gibi değildir. İçinde birikir bir şeyler biriktikçe sende bir şey olmadığını sanarsın  ama öyle değildir işte bir yerde patlak verir ansızın hiç beklemediğin anda can evinden vurur seni. Keşke kalbimin tam orta yerine saplansa o kurşun dersin...                    14 Aralık 2010, 20:47


8-Kusuyorum biliyor musunuz kelime kusuyorum aşk sözcüklerine kusuyorum sizlere inat hem de düşüncesizde söylediğiniz kelimelerin en güzellerini ben söylüyorum işte var mı daha ötesi yok siz söyledikçe iğrenç kelimelerini basitliğinizi ben biriktiripte söylüyorum .... Sizin gibi olmadığım kesin işte                                                                                                        14 Aralık 2010, 20:50


9-Sen ruhunun üşümesini bilir misin? İçine ne giyersen giy ne kadar kalın giyin sende ruhun üşüyecektir. Ne kadar sıcak içeceklerde içsen ya da alkolde girse sadece bedenin ısınacaktır. Yalnız olmanla beraber soğukta sana bir şey olmayacaktır. Battaniye atmayı deneme bile ateşe elini de uzatma ısınmaz senin ruhun...                                                                                                                  12 Aralık 2010, 23:57

10-Bir şey eksik gibi burda? Biri olmalı bir el misali sonra bir diz kafanı o dize yaslamalı. Bir el belirmeli başını da okşayacak, uyumalı sonra bir sonsuzluğa yatar gibi. bir çok hayali rüyayı aynı anda görebilmelisin dudakları ile huzur vermeli sana .. Kalktığında görüp huzura erişmen gibi...                                                                                                                                                                                                                                                              12 Aralık 2010, 23:33 

11-Bazen ufuklara bakarsın ve yol alırsın bilmediğin diyarlara gider gelirsin o şehri ülkeyi benimsersin korkusuzca düşünmeden durmadan hem de. Şimdi benim ufkumun kapandığını hissediyorum kapandım kendi ülkeme önce kendi ülkemi gezeceğim ki sonra görelim neresi güzelmiş diye                                             07 Aralık 2010, 23:08 

12-Yine aklım sende kaldı seni düşündüm durmadan bütün gece gözlerimde buğu. Ağzımda tek bir sigara öylece. Pencere önü soğuksa yaslan arkana şöyle bak dışarı uzun uzun usul usul....                                                                                       10 Ekim 2010, 22:52 


13-Sığınacağım bütün limanlar uzak ve bu uzak denizdeki en yakın liman neresi ise o limana çek kaptan beni                                                                                                                                                                                                                                                                  04 Ağustos 2010, 18:34 

1 Mart 2011

İncir Reçeli

Bir film izlersin, film biter koltuktan kalkamazsin. Beni etkileyen, koltuktan kaldirmayan ve kendime hakim olmami saglayan yegane ve tek film simdi agla deseler aglayamam ama bogazim dugumlendi ve soyleyecek konusacak birseyim yok senaryoda oyunculukta olsun guzeldi bi kac gun sonra. Bu filme tekrar gelip aglamali ama erken bi seans olmali aslinda bi cok sey yazabilirim hatta aglayabilirim bile o kadR vahim bi durumdayim aslinda kkitlendim kaldim sinemadan cikamiyorum o derece oldum. Bir defa Baska Dilde Aşki izledim oda ağlatti bunda  bir aglamayi beceremedim yalnizliktan olsa zaar. Aslinda ne istedigimi bile bilmiyorum burdan nereye gidecegimide bilmiyorum. diyordum

Ben bunu yazdıktan sonra zarzor eve geldim

23 Şubat 2011

bir şarkı - Funda arar sen ve ben


Bir şarkı dinlersin.. Şarkı içine işler seni alır götürür sen kafandan türlü türlü düşünceler geçirirsin. masada ne varsa duvara atmak kırmak istersin .kırılan cam parçalarından kendine zarar vermek istersin... bitmiş bi çok şey gözünün önünden geçer ve yalnızlığını sorgularsın hiç sorgulamadın kadar .. sabahlara kadar sürecek bi sorgulamadır aslında haberin yoktur. kendine nalet edersin sonra ve hep neden kaybettiğini sorgulamaya devam edersin hayatında ... hayatına girenleri irdelersin hep kötü anlar yaşanılanlar gelir ve kavgalarınız .... Tüylerin diken diken olur , hep aynı şarkı çalıyordur kulağınızda hep aynı ritim "
Aşk, seni de beni de sınamadı mı?
Hiç gecem ve gündüzüm bir olmadı
Aşk, seni de beni de sınamadı mı?
Hiç gecen ve gündüzün bir olmadı mı?
İkimizde Yanıldık,
İkimizde tükendik
Kazanan yok aslında
Kaybeden var ‘’sen ve ben’’...
 Kazananın kim olduğu  ve kaybedenin kim olduğu bellidir. Ya iki taraf kaybeder kaybetmiştir. Yâda bir taraf galiptir. Bertaraf olur bazıları, hazmedemez yine bir çok şeyi sindirmek meseledir zordur her şey ve bir vazgeçiştir aslında…

9 Şubat 2011

Anlamsızlık....

Bazen ne olduğunu anlamazsın . hiçbişeyin farkında olmadan bişeyler olur . Hissedersin ama ne olduğunu adını ne  koyman gerektiğini bilemezsin. Sen bişeyleri kendi içinde yaşarkan ve bu sevinci paylaşmak isterken sevdiklerinle sorun olur . Ben kendi içimde ne yaşadığımı daha öğrenemeden öldürdüm içimdeki sesi  ve karanlığa gömdüm gene herşeyi ... Açılan çiçek; hüznü ile soldu gitti şimdi . Yüreğim deli gibi atıyorken ve ben aydınlığa kavuşmayı beklerken gene dibe gittim. Şuan olmasını istediğim en son şey oldu ve karanlığa hapsolmaktı . Üzüldüm şimdi ve kalbim deli gibi atıyor .Özlem ile bu güne bakarken daha çok hasret bıraktın beni herşeye ....

7 Şubat 2011

sağır bir insana anlatmak gibiydi herşey ve bir kör insana yol tarif etmeye benziyordu yaşananlar. Aslında hem duyuyor hem görüyordu insan, taki kalp gözü kulağı kapanana kadar ve herşey o zaman bitti... Yaşamaya dair duyguların öldüğünü, hislerini kaybettiğini, yaşanmışlıkları unuttuğunu anladı insan..

6 Şubat 2011

Aşk'ı işlemek

Hadi gel otur içelim bi bardak rakı yağmur damlası gibi konsun oda yüreğime çok değil 10 dakika yağ gönlüme sonr usul usul işlen ömrüme gir kanıma damarlarıma sonra kalbimin yolu tutulsun ... Düşünme bi an olsun ne kendini ne beni geçecek sanmada kalıcı bi içki gibi gör hani yağmur dedim yağ dedim 10 dakika kadar ama hızlı ve ağır yağ . yağ ki işlensin güzelliğin, sıcaklığın ,özlemin ,hasretin ve düşüncelerin. Meraklandırma kimseyi bişey olmayacak ;ne sana nede bana sadece aşkı yaşamış olacağız eğer sen müsade etmiş olursan...

5 Şubat 2011

Sen; seni anlayabileni bul önce ...

Ben beni anlayabileni bulmayı ümit ediyorum. Zaten bulunsa böyle olmazdı emin ol. Hayat la ilgili alınan kararlar verilmesi gerekenler herşeyi biliyorsun zaten yapılacağıda yapıyorsun aslanım . İnsanlar bazen seni hayal kırıklığına uğratıyor , yada hayal dünyasında çok geziniyorum ben . Zaten alışkanlıklarımı değiştiriyorum  bi çok güzel düşünce var artık  . Geçmişimde bırakıyorum  herşeyimi geçmiş olsun =))

4 Şubat 2011

Değişim!!! yaşam , ölüm

  

                 Zaman öyle bir geçiyor ki  anlamak mümkün değil .İstekler bitmiyor. Oysa Dünya dönüyor , sen büyüyorsun  hiçbir şeyin farkında olmadan  hemde. Her yıl bir yaş daha  ilerliyor, yaşlanılıyor . Saçların dökülüyor , yüzün deforme  oluyor , kilo alıyorsun. Alışkanlıkların değişiyor ,Giyimin değişiyor tarzın değişiyor . Değişen çok şey var ki.... Büyüyorsun, bedenin ruhunda senlen büyüyor  ama nasıl olduğunu bilmiyorsun. Değişen sen, gelişen sen , değişen insanlar  gelişen ,gelişemeyen insanların var olduğu gibi. Kısacası Dünya değişiyor. Hiçbirşeyin farkında olmadan hemde . Bilmediğimiz ülkelerde  kim bilir neler oluyor, neler bitiyor. Aslında yaşam şimdi daha kolay . Bir tuşla  Dünyanın heryeriyle irtibat kurabiliyorsun ya geçmişte yapabilirmiydin.  30 yıl önce ye baksak o zaman teknoloji, bilgisayar veya ne bilim çok mu iyiydi gelişmişti bizi evlerimize mi hapsediyordu . Yıl 2011 bazen dar , bazen geniş bakıyor insanlar çevreye  bilmeden etmeden. İşine  nasıl gelirse sanırım. Bundan 10 yıl önce daha mı iyiydi daha mı temizdi bana mı öyle geliyor . Sen değişiyorsun  yıllar geçiyor. Yaşın olmuş 24 -25 boyun uzadı , hayatın değişti , gördüklerin değişti  Yaşadıkların değişti. Büyüdük  her insan  gibi  büyümeye  ve yaşlanmaya , sorumluluk  almaya  başladın  kendi evinin ihtiyaçlarını gideriyorsun , çevrendekiler değişiyor , kimi kalıcı kimi gidici. Üzülüyorsun , ama üzülmemen lazım o insanlar için. Üzülmemek lazım aynı zamanda  . Silip atmalı  ne yaptıklarına bakmalı nede yapmadıklarına yada yapamadıklarına . Hayat dediğimiz şey  yaşam ile ölüm arasında  yaşadıklarımız sanırım . O ince çizgide , neleri sığdırdığın , neleri başardığındır ve kimlerin yanında olduğudur . Seni koşulsuz  sebepsiz amaçsız sevmeleridir . Amaçsızca değişmeyin amaçlarınız ve iyilik güzellik kendinizi geliştirmek  için gelişin değişin değiştirin .....


28 Ocak 2011

Ateşe atlamak bomba yüklü bedenle ..

Şimdi bu başlıkta ne demeyin .. Anlatacağım ...İnsanların vurdum duymaz hallerini gördükçe yapışasım geliyor ve neden yapıştığımı  bilmiyorum çözemiyorumdu.. Şöyle ki ; biri ile tanışırsın sorunları vardır sorunlarına yardımcı olmak için elinden fazlasını yaparsın düşünürsün gece gündüz ... Ama onun sana verdiği değer ortadadır ne yapsan ne etsen değiştiremezsin.. Gecenin bir yarısı arar  ağlıyordur telefonun ucundaki şahış sana anlatmaya başlar ... Ve benden beklenen sözler dökülür  (ben sana demiştim, sakalımda  var ama dinlemiyorsun, ne yapayım söyledim sana, bunu çekmeye mecbur değilsin , düşün bi hafta düşün ) tarzında... Malum hep duymaya alışkın olduğunuz cümleler kuruyorum. Farklı bişey yok zaten bende ..Telefonun ucundaki insan kendi bildiğini yapar dağa gider mutlu mesuttur .. Bana ne değil mi ?? O malum kişi dağda gününü gün etmekteyken ben onun yalnış bişeyler, tercihler ve  kararlar almasını engellemek için çırpınıyorum o ise ne yapıyor gidiyor ateşe atlıyor ..Atla ateşe bedenine sarılı c4 patlayıcı ile ama bu saatten sonra yanında yokum.....  Bende ipler kopuyor artık bu da bi ders olsun bana bu kadar anlatmayın derdinizi tasanızı sizin için yormayacam kafamıda yollar açık olsun ve sen git ateşe atla haydinnn...    

                                                                                                       Selametle                                                                                             



7 Ocak 2011

Yıkık kent

Ben yıkılmış bir kentim
Etrafa boş bakan insanların olduğu şehrim
Ne yapacağını bilmeden yaşayanım ben
Sensiz hiçbişey,senle çok şey olmaya adayım
Toparlanmama yaralarımı sarmama müsade et

Ayağa kalkıyorum işte
Ama yavaş yavaş sakince
Bütün güzelliği görerek ve hissederek
Bilinçli bir şekilde  düşüncelerimde sen ve senin yarattıklarınla ben