Biraz benden bahsedeyim

17 Nisan 2011

Pencerenin pervazı

    
     Pencereden dışarı bakıyorum gecenin 1.30 unda işim gücüm yok desem yalan. Yapmam gereken bir çok şey var. Mesela kitaplara bakmak gibi yada bulduğum dökünmaları incelemek gibi ama nerde niyeyse bugün yada bu sene ... Evet, evet bu sene çok değiştim ben. Saldım hiçbirşeyi umursamıyorum düşlediğim gibi gitmiyor.Yaşamak buna denirse yaşıyorum ya işte arada bir yemek yiyorum hatta unutmadığım tek yeğane düşüncem. Bir kaç şeyde var, tatmin olmak, dışarı çıkıp mal mal bakınmak. Film izlemek gibi. Ne yaptığını bilmeden yaşamak bir nebze benimkisi.. Yemekleri allahtan annem yapıp yolluyor. Arada sırada bende yapıyorum sanki neyi yapabiliyorsam. Ben, dağınık. Ev, dapdağınık. Sağa sola bakıyorum, giyilmiş eşyalar okunmuş gazeteler,kablolar ses sistemi. Masada yenmiş yemek artığı kırıntılar,çaydanlık var ve bitmiş bir süt kutusu.Bitmiş bir rakı şişesinden iyidir. Bir yanda ekmek, yerlerde gazeteler. Allahtan alkolü çok tüketmiyorum,hatta hiç öyle bir derdim olmadı. Kuruyemişim  var, o da arada sırada. Televizyonun altında duran bir şişe votka sadece bir kaç shot içildi.
Yalnızlık böyle birşeymiydi ... Bilseydim yalnızlaşmazdım. İzin vermezdim bile hiçbir şeye, neden bu kadar yalınlık ve 4 duvarlık. İçimde suskunluk. Kim yemin ettirdi seni buna. Kim dedi sana sus pus ol otur kapan içine.

            Dışarı bakıyorum önce, karşımdaki apartmanda bir kaç lamba yanıyor. Acaba onun ne sorunu varda bu saate kadar oturuyor düşüncesi beliriyor bende. Yada televizyonda ne varda bu kadar eğlenceli bu saate kadar ayakta durabilmiş.Sonra aşağılara süzülüyor gözlerim, sokakta yürüyen bir kaç insan var.Onlara takılıyor bu defada. Acaba nereden gelip nereye gidiyorlar gecenin bu kör karanlığında. Belki kafasını dağıtmaya çıktı. Yada sıkıldı temiz havaya ihtiyacı var azcık. Herkes sen mi be oğlum. Ne ye takıldın bu kadar? Ne yaşadık ki senle biz, ben bu hale geldim vurdumduymaz, duygusuz sevmez bir insan oldum. Yıllar geçtikçe bir şeylere sahip olurum düşüncesi vardı. Aslında çok birşey istemiyorum maddi olarak. Küçük şeylerle de mutlu olmayı biliyorum ben. Sanırım derdimiz bu, bu yüzden büyük be oğlum.Yalan yok, aldatmak yok, arkadan kuyu kazma yok. Sen alışıla gelmişin dışında büyüdün çünkü, kalp kırmak yok. İstediğini biliyorum aslında, uykusuz gecelerin sebebini de ve neden o yatakta 2 yastıkla yattığını da başının altındakinden bahsetmiyorum asla. Sevmeyi marifet diye bilmiyorsun. Aşkın çok büyük bir meret olduğunu sanıyorsun sen. Hikaye, roman yada film tadında yaşanmışlıklardan olsun düşüncesi var sende. Korkun, çok sevilmek sanırım senin. Aslında hoşuna gidende bu ya. Azcık şımartılmak  duygularının okşanması, belki bir dize uzanıp başını okşatmak, yada sıcak ve yumuşak bir kucağa başını yaslamak sırtını sıvazlatıp ağlamak belki bu dur. Sırtın sıvazlanmadı hiç çünkü. Her konuda destekçin olunmadı. Karşı çıkıldı bazende ve ne olur ne biter düşüncesi hep senleydi.Aslında sen ve ben büyümedik. Zaman ilerlese de sende olanlar da şöyle, unutmaya başlıyorsun. Birçok şeyi, mesela bir ten'i ,sonra o ten'e dokunmayı, o ten'i öpmeyi gezinmeyi sonrada o nu sevmeyi. Okuduğun gazeteden bir paragrafı,sevdiğin müzikleri. Hatta sevmeyi , sevilmeyi bile yeri geliyor unutuyorsun.Kendini unutuyorsun ne için yaşadığını sonra,amaçsızca yaşamaya başlıyorsun. Sahip olduklarına bakıyorsun ....
YOK  Hiçbir şeye sahip değilsin, sahip olduğum kelimelerim var sadece. Onlarda bedava zaten. Benim onları sevmem yetiyor onlarda duygu yok en azından ben katıyorum o duyguyu yaşanmışlıkları Beklentileri yok. Kırılganlık yok darılmaca yok bi beklentileri yok kısacası . İnsanlar çok şey bekliyor bence. Önce parayı bekliyor, sonra mutluluk bekliyor. Bazen mutluluğu parayla satın aldığını düşünüyor ama sonra yanılıyor . Sağlık en sonlarda gelir aslında.

Ben ne istediğimi biliyorum. Çok iyi biliyorum hemde sevgiye karşılık . zamana karşılık zaman sabır saygı da bunlar öyle bulunmuyor gibi. Kimle ne kadar vakit geçirirsen boş,yalan. En sevdiğin bile olsa belli bir süre sonra o bile ayrılıp gidiyor.Düşlediklerim ne miydi; küçük insanların hayali gibi kendi kendine yetmek  o evde mutlu olmak çiçekte saksılar bir plakçalar rakı içen bir sevgili  ve mutlu mesut yaşamaktı hayalim. Evimi, odamı ,yatağımı mükemmel yapmaktı....

Kusura bakma anne çok dağıttım. Dağıttığım yerleri bir türlü toparlayıp temizleyemiyorum. Özelliklede kafamın içi beynimde ki dağınıklık...


1 yorum:

Adsız dedi ki...

BU NASIL Bİ KARAMSARLIK SARMIŞ RUHUNU HATTA ESİR ALMIŞ.BIRAKMAZ PEŞİNİ BİLİYO MUSUN KAÇ YAŞINA GELİRSEN GEL TAKİ KENDİN YERİNE DÜŞÜNECEĞİN BİRİSİ OLANA KADAR.O KİM Mİ?O KİM BİLİYO MUSUN SENDEN Bİ PARÇA OLAN ÇOCUĞUN.AMA O DA BÜYÜYÜP SENİ YALNIZ BIRAKINCA YİNE BU KARAMSARLIK SIMSIKI BACAKLARINA YAPIŞACAK Kİ SEN HEP AYNI YERDE SAYASIN.OLMAZ KEREM BU KARAMSARLIK SENİN GÜZEL GÜLÜŞÜNE HİÇ YAKIŞMIYOR.DEN GÜL RUHUN GÜLSÜN ÇEVRENE HAYAT VER. BÜYÜN BOZULMASIN.S.Ç.S.